Bir yerde okumuştum, Mösyö Boustouler tepenize çığ düştüğünde, o karın altında yatarken neresi aşağı neresi yukarı anlayamaz oluyormuşsunuz. Karı iterek kurtulmak istiyor ama yanlış yönü seçip kendinizi daha da derine, kendi mezarınıza gömüyormuşsunuz. İşte insan bazen kendini aynen böyle hissediyor. Yönünü şaşırmış, arafta kalmış, pusulasından olmuş gibi.Halbuki yaşam, mücadele demektir.Mücadelenin yanı sıra, bazen cömertçe dağıttığı mutluluk ve coşkuyu da taşır torbasında.Ama bu, onun zor olan doğasını değiştirmez. Yalnızlıkları, aman vermeyen hastalıkları, şeytani ruhlu insanları, yaşlanma ve güç kayıpları, yoksullukları, terk edilmişlikleri, belirsizlikleri, felaketleri ve ölümleriyle, yaşam zordur!
Hemen her insanın boğazından geçecektir yaşamın bu zehirli damlaları.Hep süregideceğini sandığımız güvenli varoluş halinin ve bizi beklediğine inandığımız pürüzsüz ve parlak geleceğin aslında hiç olmayabileceği gerçeğiyle yüzleştiğimiz, çocuksu saflığımızı yitirdiğimiz, adeta huzurlu bir uykudan kabuslara uyandığımız böylesi anlar, bizi derinden sarsar.Şimdiye dek kurduğumuz anlam dünyamız paramparçadır artık.
Altımızdaki güvenli zemin kaydığı için, uzay boşluğunda asılı gibiyizdir.İçimize dolan endişe, korku, kendimize ve yaşama olan güvenimizin kaybı, kasırganın önüne katıp savurduğu yapraklar gibi darmadağın hale getirir tüm benliğimizi.Ruhumuz, panik ve karamsarlığın kuyularına düşer.Doğruların ve yanlışların birbirine karıştığı o anlarda, kime ve neye tutunacağımızı şaşırırız.Yaşam, var olan tüm anlamını yitirir!
Kimimizse anlamsızlık duygusunu, tam da herşeyi başardıktan, dışarıdan bakıldığında en imrenilecek şeylere sahip olduktan sonra yaşar.Sorarız kendimize:‘’Hepsi bu mu?’’Peki, nasıl olur da kimi insan tüm ailesini bir kazada yitirdikten sonra yaralarını çok zor da olsa sarabilip yaşama geri dönerken, bazıları aşık oldukları biri tarafından aldatılınca hiç düşünmeden hayatına son verebilir?Yaşamsal zorluklarda çevre desteği ve sorunları çözmemizi kolaylaştıracak bilgiye, duygusal olgunluk ve kişisel gelişmişliğe, sosyoekonomik güce sahip olmak çok önemlidir.
Travmalar karşısında çaresizlik ve anlam kaybı hissini azaltmada, sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın oynadığı muazzam rol tartışılamaz bile.Bazıları için acılara direnme ve büyük kayıplardan sonra yaşama tutunma gücünü yeniden kazanıp anlam dünyasını inşa edebilmenin nedeni, sahip oldukları inançtır.Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak…
Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, gerçekleştirmeyi denemeli!Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı. Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; küçük şeylerle başlamalı belki;örneğin, bir kaç durak önce inip servisten, otobüsten;yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; gördüğünü hissedebilmeli!..Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,değerli olabilmeli hayat! İlla büyük acılar çekmemeli,küçük mutlulukları fark etmek için! Başkasının yerine koyabilmeli kendini; ağlayan birine “gül”, inleyen birine “sus” dememeli! Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği; bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli!Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı;bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için;kaçırmamalı! Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç çaresiz kalmamışsan,dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan,neşesizdir kahkahaların; merhaba dememişsen,anlamsızdır elvedaların…Haramların dıştan şatafatlı ama içten çürük yollarından dön ki ; elinden kayıp giden ömrünün kaybedeni sen olma …Allah hepimizi hoşnut olmadığı şeylerden ihlasla vazgeçenlerden eylesin…vesselam… Kalbimden kalbinize….